Yolculuğa Dair

Çalışma hayatına ilk atıldığım zamanlarda gelecekle ilgili planlarım bir İşletme mezunu olarak “iyi ve güvenilir” bir şirkette ya da bankada iş bulmak, mümkünse de oradan emekli olmak gibi gayet “sağlamcı” bir yaklaşım içindeydi 😊 Çünkü bizden hemen önceki nesilde, iş dünyasında gelir garantisi ve güvenlik, ülke dinamikleri sebebiyle ciddi öneme sahipti. Ve büyük bir çoğunluğumuz da bu endişeleri taşıyarak okullarımızı bitirdik.


Hepimiz için geçerli değildi tabi bu garantici yaklaşım. İstisna olan arkadaşlarımız vizyonları, girişimleri ve öngörüleri ile hem kendi hayatlarına hem de içinde bulundukları irili ufaklı topluluklara değer katmaya daha erken başladılar. Ama onlar için bile hedeflerine giden yolda ilerlemek kolay olmadı.

Bunun ana sebebi son 25-30 yılda, iş dünyasındaki değişimin artış ivmesi oldu. Çünkü dünyadaki değişim hızı arttı. Tarihin bütününe bakınca biraz korkutucu gelse de gerçek bu.

Bu durum her şeyden önce hepimiz için kalıplardan ve konfor alanından çıkmayı zorunlu hale getirdi. Öngörülerimizi, hatta vizyonlarımızı tekrar gözden geçirmeyi, hayata baktığımızda fiziksel olarak aynı şeyleri görsek de yüklediğimiz anlamları değiştirdi. Güvencede hissetmekle ilgili durum bugün de çok farklı değil belki ama o günlere kıyasla bugünkü alternatif iş modeli seçenekleri inanılmaz çeşitlilikte ve risk almayı kolaylaştırıyor.

Bu süreç hepimiz için yeni verimlilik kanalları oluşturmayı sağladı. Bununla birlikte kendimizden ve sahip olduğumuz temel yeteneklerden farkında olmadan uzaklaşmamıza da neden oldu. Halbuki bu karmaşa ve hız içinde bile bize en yüksek faydayı sağlayacak olanın kendi yaşanmışlıklarımız, birikimlerimiz ve hatta travmalarımız olduğunu gözardı ettik. Neyseki bu değişim yeni farkındalıkları kazanabilmek için bize farklı gelişim alanları da sundu. İşte koçluğun tuttuğu ışık da bu değişimin getirdiği en büyük değerlerden.

Teknoloji son dönemde bizleri yapay zeka ile farklı bir boyuta taşıyacağının sinyallerini net olarak veriyor. Ancak insanlığın ihtiyaç duyacağı duygusal destek gereksinimi de bu paralelde artıyor. Geldiğimiz noktada görünen o ki, değişime direnmek yerine, kendi kaynaklarımızla bu değişimi lehimize çevirmek en isabetli hareket olacak 


Zira bir kez daha hatırladık: Hayatta değişmeyen tek şey değişim…