Okalipto Yolculuga Dair

Yolculuğa Dair

Kendimizi Sorgulamak ve Yargılamak Arasındaki İnce Çizgi

19 Ağustos 2024

İşinizde kendinize acımasız davrandığınız zamanlar oldu mu?
“Keşke yapmasaydım”
“Dikkat etseydim”
“Nasıl unuttum inanamıyorum”
“Niye öyle davrandım”
“Sen yapamazsın ki…(kendine söylemin)”
“Söylemeseydim”
“Söyleseydim”
…..
Peki bu tanımların içindeyken ne hissediyoruz? Kendimizi yargılıyor muyuz?
Yoksa bizi üzen durumlardan gerekli dersleri çıkarıp orada bırakmayı
başarabiliyor muyuz?
Bu seçimin çok önemli olduğuna inanıyorum. Yaşadığımız olumsuz bir olay
karşısında hissettiğimiz bu duygular birbirine çok benzese de aslında
hayatımızda çok farklı etkilere sahip. Mesela;
✳ Kendimizi sorgulamak gelişim sağlıyor. Her sorgulamada hatayı
tekrarlamamak için yeni alternatifler belirmeye başlıyor. Ancak kendimizi
yargılamak diğer yeteneklerimizi de gölgeliyor, gelişimi engelliyor
✳ Sorgulamak daha iyisini yapabileceğimize dair özgüvenimizi desteklerken,
yargılamak özgüvenimizi zedeliyor, çaresizliğe sürüklüyor.
✳ Sorgulamak kendimizle iletişimi güçlendirirken, yargılamak iyileşmeye ve
iyileştirmeye dair tüm iletişim kanallarımızı daraltıyor
✳ Sorgulamak odağı geleceğe çevirirken, yargılamak geçmişte kalmaya neden
oluyor.
✳ Sorgulamak özümüzü keşfetmeye yardımcı olurken, yargılamak kendimizi
başkalarıyla kıyaslamaya itiyor.
✳ Sorgulamak yanlış inançlarımızı değiştirme imkanı sağlarken yargılamak bizi
düşüren inançları güçlendiriyor  

✳ Sorgulamak en iyi versiyonumuza bir yolculukken yargılamak
umutsuzluğumuzu kabul etmeye doğru gidiyor
Siz de düşünün! Kendinizi yargılamadan sorgulayabiliyor musunuz? Ne
dersiniz?

Safiye Tutum Safiye Tutum